30 Eylül 2009 Çarşamba

HAYATİ LOJİSTİK DETAYLAR – II





Selamlar. “Hayati Lojistik Detaylar” yazı dizimize, bilhassa transit ticarette, nakliye firmasının akılalmaz önemine değineceğiz. Bunu yaparken önce transit ticarete kısaca değineceğim, ardından da transit ticaret yaparken, nakliyeci firmanın yapabileceği en ufak bir hatanın ne denli büyük sonuçlar doğurabileceğini göstereceğim.



Kısaca “transit ticaret” ; birinci ülkedeki al-satçının, yani transit ticarinin, ikinci ülkedeki üreticiden, yani konum gereği ilk satıcıdan malı alıp, kendi ülkesinde ithalat ve ihracat işlemleri yapmaksızın, ülkesine mal sevkiyatı uğrasın veya uğramasın bu malı üçüncü ülkedeki son alıcıya ulaştırmasıdır. Burada mallar transit ticaret rejiminde olduğu için, herhangi bir ithalat , ihracat işlemi görmezler ki bu da sizi ekstra maliyetten kurtarır.



Malı satan ilk satıcı, evrakları sizin, yani transit ticarinin adına düzenler. Siz de parayı eğer peşinse peşin, vadeli ise vadeli şekilde ilk satıcıya ödersiniz ve bunu banka kanalıyla belgelersiniz. Artık malın mülkiyeti de, zilyetliği de size ait olduğuna göre, siz de malı sattığınız son alıcıya bir ingilizce fatura, bir de resmi kayıtlarınız için türkçe fatura keseceksiniz ve alım-satım arasında kar olmak kaydıyla tahsilatınızı vadesinde ya da peşinen banka kanalıyla tahsil edeceksiniz.



Buraya kadar tamam, ama “Burada hayati lojistik detay nerede?” dediğinizi duyar gibiyim. Size başımdan geçen bir olayı anlatarak nakliyecinin transit ticarette ne denli önemli bir rol oynadığını anlatacağım : Dünyanın en büyük parke üreticilerinden biri olan bir İtalyan şirketten, treyler (dorse / tırın mal taşınan arka römorku) için taban tahtası görüşmeleri yapıyordum. Ne de olsa, o da ahşap ürünüydü ve ahşap denildiği zaman bu İtalyan firmadan daha iyi fiyat verecek kimse çıkmıyordu, üstelik sadece en iyi kalitede mal üretiyorlardı. Mal alım hacimleri sebebiyle, elde ettikleri iskontoyu, al-sat ticarette de kullanıyorlardı. Kendilerinden bir 40” FCL’lik 30’luk taban tahtası fiyatı istedim. Gelen fiyat Türk piyasasının kat be kat altındaydı. Kaliteden de emin olduğumuz için hemen siparişi açtık. İlerleyen günlerde firmamıza taban tahtaları sorunsuz bir şekilde, tam da anlaşılan teslim tarihinde ulaştı. Mallarda ve sevkiyatta sorun yoktu. İthalat işlemini İtalyan firmanın bize kesip yolladığı fatura ile yaptık. Aradan bir hafta kadar bir zaman geçtikten sonra gümrük müşavirimizden ithalat dosyamız elimize ulaştı. Evrakları inceleyip, maliyetleri çıkarırken fazla bir evrak dikkatimi çekti. İtalyan firmasının malı aldığı Ukrayna’lı üreticinin, İtalyan firmaya kestiği fatura da benim elime ulaşmıştı. Burada normal bir transit ticaret işleminde, bu faturanın Ukrayna sınırlarından çıkıldıktan sonra imha edilmesi gerekiyordu. Fakat nakliye firması evrakların arasında, üretici firmanın faturasını da bizim gümrükçüye teslim etmişti. E haliyle o faturanın nüshası da benim elime bir şekilde ulaştı. Bir de baktık ki, birim başına ödediğimiz fiyat, İtalyan firmanın aldığı fiyatın tamı tamına üç katı! Yani, İtalyan firması iskonto avantajını kullanarak bize malı % 200 karla satmış. Elbette bu fiyat bile Türkiye’nin piyasasının çok altındaydı ama yine de böyle bir fark beklemiyorduk. Ve sonuç olarak tabi ki elimize geçen bu alım faturasını İtalyan firmaya karşı koz olarak kullandık. Neticede ticari ortam epey bir gerginleşti ve firmaya karşı güvenimizi kaybettik.

İşte; tam da burada nakliyecinin marifeti karşımıza çıkıyor. Başarılı ve güvenilir bir nakliyeci, önce şöförünü özellikle transit ticaret hususunda eğitmeli. Şöför varış noktasına, malı teslim aldığı zamanki fatura ve beyanname ile ortalıkta dolanmamalı. Gereksiz evrakları imha etmeli. Son alıcının eline, üretici ülke beyannamesi geçerse, yine bütün ticari sırlar açığa çıkar. Bu nedenle, en başta tır şoförü, ardından da firma yetkilisi, taşıdığı mallarda transit ticaret olasılığına karşı uyanık olmalı. Aksi takdirde kar edeceğim derken, tüm sırlarınız örneğimizde olduğu gibi ifşa edilebilir ve sizin için hayati olan tüm bilgiler afişe olur.



Bu sebeble, özellikle transit ticaret yapma olasılığınız varsa ya da halihazırda yapıyorsanız, nakliyeci firmanızı dikkatli seçmenizi tavsiye ederim. Özellikle, transit ticaret taşımaları yapıp yapmadıklarını sorun ve hatta transit ticaret yaptıkları firmaların referans listesini isteyin ve o firmalarla irtibat kurup, gerçek durumu sorgulayın.





Yeni yazımda görüşmek üzere...





Berk PINAR

29 Eylül 2009 Salı

İthalat ve Çin - I







Merhaba. Uzun zamandır yazmak istediğim, fakat zamanlamasını bir türlü oturtamadığım konuya geldi sıra: İthalat ve Çin. Bildiğimiz üzere artık tüm dünya ithalatçıları ya da şirketleri Çince bilen ithalat elemanını mumla arıyorlar. Peki, Çin ile çalışmak için Çince bilen eleman asgari seviyede yeter mi? Belki evet, ama azami seviyede bilinmesi gereken çok ama çok şey var. Dilerseniz hemen, kısa kısa ipuçları vermeye başlayalım…

· İlk olarak şundan emin olun ki, her ne kadar Çin ticari hayatı binlerce yıl öncesine ve hatta İpek Yolu’na dayansa da, modern anlamda Çin’de ve Çinli firmalarda yerleşmiş bir ticari etik kaygısı ve altyapısı maalesef noksandır.

· Lokasyonu gereği okyanus aşırı olması, çalışma şartlarında gerek saat farkı sorununu gerekse kontrol mekanizmasının zayıflığını doğurur.

· Yaygın olarak kullanılan B2B sitelerinde karşınıza çıkan her Çinli firmanın gerçekte var olup olmadığını her seferinde kontrol etmelisiniz. Zira çok profesyonelce hazırlanmış internet sitelerinde başka fabrika ve iş yeri resimlerini ve hatta çalışan resimlerini kendi firma resimleri ve çalışanları olarak gösterebilirler. (sizin nasılsa ilk uçağa atlayıp fabrikayı gezmek istemeyeceğinizi ve o resimlerin sizi kandırmakta uygun bir yol olduğunu düşünmeleri yaygındır.)

· Eğer firma numune talebinizi ancak ve ancak karşı ödemeli olarak kabul ediyorsa, o zaman o firmayı iyi araştırın. Zira, ya o firma gerçek bir firma değildir, ya sizi tatmin edecek ölçeğe sahip değildir, ya da sizin ölçeğinizi kale almıyordur.

· Numune geldi diyelim ve numune beklediğinizden iyi çıktı. Hemen heyecanlanmayın. O ürünün kendi üretimi olduğu kesin mi onu araştırın. Numune olarak piyasadan başkasının malını bulmuş ve sizi etkilemek için onu yollamış da olabilir. Yani numuneye kanıp hemen ithalat yaparsanız, aynı kaliteyi yakalayamayabilirsiniz.

· Çin’de, Hindistan’ın aksine yabancı dil bilme oranı oldukça düşüktür. Hani Almancayı, Fransızcayı zaten geçtik de, “Ah bir tane İngilizce bilen olsa ya şu memlekette ya!” diye dua ederken bulabilirsiniz kendinizi. İşin aksine kendi kültürleri gereği, anlattıklarınızı anlamasalar bile, anlamış gibi görünürler ki bu bile başlı başına bir handikaptır.

· Bu lisan problemi de, detaylı ve spekt analizi gereken ürünlerde sorun yaratmaktadır. Bu nedenle ya yanınızda Türkçe-İngilizce/İngilizce-Çince tercüman, ya da direkt olarak Türkçe-Çince tercümanı bulundurmanız sizin için en iyi yol. (Tabii sizin akıcı Çince konuşmanız opsiyonundan sonra)

· Sevkiyat kontrolünde ürünlerden bir kısmının hatalı, bozuk veya eksik çıkma ihtimali her zaman mevcuttur. Çünkü Çinli üreticiler fire paylarını atmak ya da yeni baştan üretmek yerine direkt olarak sevkiyatın içine dahil etme eğilimindedirler. Bu da, genel hatlarıyla elinize gelen malların çoğunun bozuk çıkma olasılığının bir sebebidir. Ve işin kötü tarafı, bu tarz bir durumla karşılaştığınızda sipariş verirken sizi çok iyi anlayan Çinli yetkili birden sizi anlamamaya ve umursamamaya başlar.

· Peki , her Çin ürünü kalitesiz midir? Elbette hayır. Bugün pek çok Avrupa ve Amerika menşeli ürün Çin’de üretiliyor. Yani şunu bilmekte yarar var: standart bir Çin ürününden Çin’de üretilmiş bir ürünü ayırmak şart , bu bir. Bunun da ötesinde, her Çin menşeli üründe kalitesiz değildir, bu iki. Ürününün gerektirdiği her nevi standardı yerine getiren ve bunu belgeleyebilen ürünler de sorunsuz olarak satın alınıp, tüketilebilir, bu da üç.



Yeni yazımda, Çin ile yaşanabilecek olayları biraz daha detaylandırıp, bu gibi sorunlardan kendimizi bertaraf etme yollarını sizlerle paylaşacağım.



Devam edeceğim…



Berk PINAR

28 Eylül 2009 Pazartesi

Dış Ticaret ve E-ticaret Eğitimleri



Parasızlığın artık umutsuzluğa dönüştüğü ve insanların boş zaman zengini olduğu şu makus seneyi fırsata çevirebilmek adına yapılabilecek en iyi şey elbette kendinizi geliştirmek.

Eğer, bir miktar paranız varsa, ya da taksitli seçenekleri değerlendirebiliyorsanız , dış ticaret ya da e-ticaret eğitimleri tam size göre. Bunun sebebleri şu; eğitimler nispeten hemen öğren, hemen uygula, hemen sonuç al odaklı ve bu nedenle hızlandırılmış şekilde sunuluyor. Bu nedenle de bir lisans ya da önlisana programı gibi iki / dört sene ayırmıyorsunuz. Bu da zamandan tasarruf demek oluyor elbette. Bunun da ötesinde eğitim veren kurumların bazıları (en azından benim tavsiye edeceklerim) MEB'den onaylı sertifika veriyorlar. Bu da iş arayışınızda sizin için artı bir avantaj manasına geliyor hem de ticari kariyerinize prestij katıyor.

Fakat şu nöansı bbelitmek de şart : Dış ticaret eğitimi veren firmalar ile e-ticaret eğitimi veren firmalar mevcut ve bunlar birbirne karıştırılmamalı.

Lafı uzatmadan sizlere benim tavsiye ettiğim dış ticaret eğitimi veren firmaları yazayım :

1. Expertexim Uluslararası Ticaret Akademisi Sevgili Hikmet Bey'in girişimci akademik şaheseri..

2. Mar Dış Ticaret Okulu Sevgili Üstad Muhammed Mar büyüğümüzün tecrübe dolu mağbedi...

3. ARC Eğitim ve Danışmanlık Sevgili Hocamız Dr. Hakan Çınar'ın bilgi aşılama merkezi...

4. İhracat Platformu Sevgili Recep Heptaş Bey'in kişisel çabası ile oluşturduğu dış ticaret okulu...



Bir de e-ticaret eğitimi veren firmalara göz atalım :


1. Coproline - Commerce Professionals Online - Sevgili Berke Sarpaş'ın başını çektiği bir e-ticaret klasiği haline gelmiş ve kendi ekolunü yaratmış olan okul ötesi merkez..

2. YorkTrade Foreign Trade Ins. Alanında yine adını oldukça duyurmuş e-ticaret eğitim merkezi...



Sizler de araştırmanızı bu firmalara yoğunlaşarak başlatabilir ve gerek kariyerinizde yeni bir adım atabilmek adına gerekse ufku daha net görebilmek adına bu firmaların herhangi birinden eğitim alabilirsiniz..

Şiddetle tavsiyemdir.... :)



Berk PINAR

24 Eylül 2009 Perşembe

İthalat Üzerine Bir Soru ve Cevap




Bugün ticaretforumu'ndan bir üyemiz bir soru sordu ve bu soru çok akla takıldığı için de kendisi için kısa bir araştırma yapıp, cevabımı yayınladım. Soru ve cevap aşağıda...

Soru : ithalat yapmak üzere araştırmalar yapıyorum.fakat aklımda çok soru var ama en kritik olanı çözmeye çalışıyorum.çinden birkaç firma ile yazıştım.fiat verdikleri ürünler normalde avrupa menşeiili mallar.gerçi eskiden avrupada üretilen malların artık hepsinin çinde de ya fabrikaları var yada ürettiriyorlar. sorum şu bu yazıştığım firmaların verdikleri fiatların üzerine malın kendisi kadar masrafda ilave etsem dahi(nakliye,kdv,vergi,gümrük masrafı v.b.) şu an türkiyeden temin edip aldığım mal ile arasındaki fiat farkı %30-40 civarında korkunç bir fark var.acaba çinin bana verdiği fiatlar üzerinden mal taklit olma ihtimalini nasıl ayırt edebilirim.velevki orıjınal ise sorun yok.ama taklit ise ve türkiye ye geldiğinde gümrükte anlaşılmazmı veya nasıl bir şeyle karşılaşabilirim. ve web de yayın yapan b2b sitelerinin en güvenlisi hangileri.alibab v.s. konu hakkında yardımcı olursanız sevirim.iyi çalışmalar....

Cevap : İthal eşyasının yurda girişi konusunda yasak, izin, kota, ihtisas gümrüğü uygulaması v.b kısıtlamalar ile tabi olduğu standartlar, garanti belgesi , gözetim belgesi ,kontrol belgesi, sağlık sertifikası, analiz raporu, CE belgesi gibi belgelerin talep edilip edilmediğini araştırmak, varsa bu çerçevede ön hazırlık yapmak çok önemlidir. Bu bilgilere Dış Ticaret Müsteşarlığı (www.dtm.gov.tr) , Gümrük Müsteşarlığı (www.gumruk.gov.tr) ve İstanbul Ticaret Odası (www.ito.org.tr) web sayfalarından ulaşılması mümkündür.

İthalatta uygulanacak gümrük vergisi oranları hakkında ülkeler bazında Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın web sayfasından ( www.dtm.gov.tr ) bilgi almak mümkündür. Bununla birlikte, gümrük vergisi oranı değişmiş olabileceğinden G.T.İ.P numarası bazında, ithal ülkesi de belirtilmek suretiyle Ticaret ve / veya Sanayi Odaları’ndan, gümrük müşavirlik firmalarından ya da abonelik usulüyle çalışan elektronik ortamda güncellenmiş mevzuata yer veren internet portallarından bilgi almak mümkündür.

Türkiye’ye ithal edilebilecek eşyanın büyük çoğunluğu kıymeti üzerinden vergiye tabidir. Bu sebeple, kıymet ihtilaflarının önüne geçilebilmesi, kıymet farklılığı nedeniyle uygulanacak para cezalarından kaçınabilmek açısından ithal eşyasının kıymetinin doğru beyan edilmesi oldukça önemlidir. Yurt dışından çok düşük fiyata bulunan bir ürünün gümrükte emsal mallara göre düşük fiyat arzetmesinden dolayı kıymet araştırmasına ve aynı zamanda gözetim, izleme belgesi v.b uygulamalara tabi tutulması söz konusu olabilir.

Tercihli tarife uygulamalarının ve ticaret politikası önlemlerinin büyük bir kısmı eşyanın menşeine bağlıdır. Bundan dolayı eşyanın menşeinin doğru beyan edilmesi gerekir.

İthal edilecek eşya üzerinde ya da iç / dış ambalajında üretildiği ülkeden başka bir ülkede üretildiğini gösterir veya böyle bir izlenim doğuran isim ya da simgeler taşıyor ise söz konusu eşya sahte menşeli eşya olduğundan ithaline izin verilmez.


İthalat yapmak isteyen kişilerin, ilgili mevzuat çerçevesinde almaları gereken belgelerle birlikte doğrudan gümrük idarelerine başvurmaları gerekir.

Bu konuda, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın web sayfası firmalar açısından oldukça yararlı olup, söz konusu sayfada güncel olarak bütün ithalat ve standardizasyon tebliğlerine yer verilmektedir.

Bazı ürünlerin ithalatında ürünün niteliği itibariyle ilgili kurum ve kuruluşlardan yukarıda belirtilen tebliğler çerçevesinde bazı belgelerin alınması ya da onaylatılması gerekir.

· TSE’den Uygunluk Belgesi,

· Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’ndan Kontrol Belgesi,

· Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca onaylanacak garanti belgesi,

· Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan Kontrol Belgesi / Uygunluk Belgesi / Kimyasal Madde İthalat Belgesi,

· Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan İthalat İzleme Belgesi / Gözetim Belgesi

· Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan Uygunluk Belgesi

gibi çeşitli kurumlardan birtakım belgelerin ithalattan evvel temin edilerek giriş gümrük müdürlüğüne sunulması zorunludur. Aksi takdirde ithalata izin verilmez.


İthal edilecek eşyanın sahipleri veya onların yerine harekete yetkili olanlar, beyanlarını doğru yapabilmek ve yanlış beyandan kaynaklanabilecek cezalarla karşılaşmamak için, gümrük idaresinden yazılı izin almak şartıyla geçici depolama yerine gelmiş eşyasını, geçici depolama yeri ve gümrük memurlarının gözetimi altında tartıp muayene edebilecekleri gibi, ticari mahiyette olmamak şartıyla numune alabilir ve ekspertiz incelemesi yaptırabilirler.

Eşyanın siparişe uygun olmaması durumunda iade olanağı vardır. Ancak, yapılacak işlemler sonucunda birtakım masraflar oluşacak bunların ödenmesi sorun olabilecektir. Bu tür masrafların hangi tarafa ait olacağı gibi konuları da içeren bir sözleşmenin ithalattan önce yapılması yararlı olacaktır.

İhraç ülkesinde yükleme aşamasında kalite kontrol işlemi yaptırılması maliyetleri azaltabilir. Bu yola gidilmesi durumunda uluslararası faaliyet gösteren bir gözetim firmasından hizmet alınabilir.Gözetim firmalarının listesine www.dtm.gov.tr adresinden ulaşılabilir.


İlave maliyetler;

· Nakliye,

· Sigorta,

· Gümrükleme masrafları,

· Banka masrafları,

· Yurt içi nakliye masrafları,

· Ödeme yöntemine bağlı olarak fon masrafı,

· Ürün için gerekebilecek belgelendirme masrafları,…

olarak sayılabilir.



Ayrıca işinizle alakalı olarak şunları da bilmenizde fayda var ;


Damping: Bir malın Türkiye’ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olmasını ifade eder.

Sübvansiyon: İthalata konu ürüne, menşe veya ihracatçı ülke tarafından doğrudan veya dolaylı olarak sağlanan mali katkı ya da herhangi bir gelir veya fiyat desteğidir.

İthalatta Gözetim: Bir malın ithalatında kaydedilecek gelişmelerin Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü’nce verilen veya onaylanan “Gözetim Belgesi” ile izlenmesidir. Gözetim kararı, Gözetim Belgesi düzenlenmesi yoluyla ileriye yönelik olarak veya gerçekleşen ithalatı değerlendirmek üzere geçmişe dönük olarak uygulanabilir.

Korunma Önlemi: Bir malın benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi yaratacak şekilde artan miktar ve şartlarda ithal edilmesi halinde bu zarar veya zarar tehdidini ortadan kaldırmak amacıyla ve sadece zararla sınırlı ve geçici olmak kaydıyla alınan önlemleri ifade eder. Korunma önlemi; gümrük vergisinde artış yapılması, ek mali mükellefiyet getirilmesi, miktar / değer kısıtlaması, tarife kontenjanı uygulaması veya bunların birlikte uygulanması şeklinde olabilir.

Kota: Belirli bir dönem itibariyle yapılmasına izin verilen ithalatın miktar ve / veya değerini ifade eder.

Tarife Kontenjanı: Belirli bir dönem itibariyle gümrük vergisinde ve / veya diğer mali yüklerde indirim yapılan ya da muafiyet sağlanan ithalatın miktar veya değerini ifade eder.

İthal Lisansı: Kotaya tabi tutulan veya tarife kontenjanı uygulaması başlatılan malların ithali için Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü’nce verilen belgeyi ifade eder.

Standardizasyon: Belirli bir faaliyetten ekonomik ve sosyal fayda sağlamak üzere, bütün ilgili tarafların katkı ve işbirliği ile standartlar, teknik düzenlemeler ve uygunluk değerlendirmesi işlemlerini içerecek şekilde belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemini ifade eder.

Zorunlu Standard: İlgili Bakanlıkça zorunlu uygulamaya konulan Türk Standardını ifade eder.

Uygunluk Değerlendirmesi: Ürünün, ilgili teknik düzenlemeye uygunluğunun test edilmesi, muayene edilmesi ve / veya belgelendirilmesine ilişkin her türlü faaliyeti ifade eder.

Teknik Düzenleme: Bir ürünün, ilgili idari hükümler de dahil olmak üzere, özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması zorunlu olan her türlü düzenlemeyi ifade eder.

TSE –EN –ISO 9000 Belgesi: Üretimin tüm evrelerinde belirli bir kalitenin sağlanması, garanti edilmesi ve sürdürülmesi için üretim sürecinde uygulanan etkin bir kalite yönetim sistemini belirleyen standartlara sahip olunduğunu gösteren belgeyi ifade eder.

AQAP Belgesi: Milli Savunma Bakanlığı tarafından verilen, "Endüstriyel Kalite Güvence Seviye Belgesi"ni ifade eder.

GMP Belgesi: Sağlık Bakanlığı tarafından ilaç sanayicilerine verilen ve üretimin her aşamasında gerekli kalite kontrolünün yapıldığını gösteren "İyi İmalat Uygulamaları Belgesi"ni ifade eder.

İmalat Yeterlilik Belgesi: "Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelik" hükümlerine göre münhasıran otomotiv imalatçılarına Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen ve prototip araçların ilgili teknik mevzuata uygunluğunu gösteren belgeyi ifade eder.

CE İşareti: Bir ürünün, Avrupa Topluluğu tarafından hazırlanan; ortak özellikleri itibariyle sınıflandırılmış ürün gruplarının uyması gereken asgari sağlık, emniyet, çevre ve tüketicinin korunması koşullarını düzenleyen bağlayıcı mevzuata uygunluğunu gösteren işareti ifade eder.

E İşareti: "Tekerlekli Araçların, Araçlara Takılan ve / veya Araçlarda Kullanılan Aksam ve Parçaların Müşterek Teknik Talimatlarının Kabulü ve Bu Talimatlar Temelinde Verilen Onayların Karşılıklı Tanınması Koşullarına Dair Anlaşma" kapsamında verilen ve otomotiv ürünlerinin ilgili mevzuatına uygunluğunu gösteren işareti ifade eder.

e İşareti: Otomotiv ürünlerinin ilgili Avrupa Topluluğu mevzuatına uygunluğunu gösteren işareti ifade eder.

Tip Onayı Belgesi: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından münhasıran otomotiv imalatçılarına verilen ve prototip araç, sistem, aksam veya ayrı teknik üniteye ait tipin, ilgili mevzuata uygunluğunu gösteren belgeyi ifade eder.



kaynak : ito

8 Eylül 2009 Salı

HAYATİ LOJİSTİK DETAYLAR – I



HAYATİ LOJİSTİK DETAYLAR – I


Yaptığımız ihracatlardaki paketleme , paletleme ve kolileme işlemleri, şirket profilinizin aynasıdır. Düzensiz bir paketleme ve kolileme, karşı tarafta, işi baştan savma ve özensiz yaptığınız izlenimini oluşturur. Bu nedenle bu hususun çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Sizlere bu yazımda, gözden kaçan bu önemli unsur ile alakalı kısa bir bilgi verip, yaşanmış bir anı ile bu duruma verilmesi gereken değeri gözler önüne sereceğim.

Son zamanlarda özellikle ithalatçı konumda olan başta batı avrupa ülkeleri, ABD ve Çin gibi ülkeler, ihracat yüklerimizde kullandığınız standart paletler üzerinde yolculuk esnasında oluşan, rutubet ve nemli ortam yüzünden meydana gelen mantar, küf ve hatta kurtçuk gibi asalaklar yüzünden ürünleri ne yazık ki karantinaya almaktadır. Yani sizin satın aldığınız standart palet, yükleme esnasında sorunsuz olsa bile, yolculuk esnasında (unutmayın ki okyanus aşırı seferler yaklaşık bir ay rutubetli ortamda gerçekleşiyor) ISPM 15 normları haricine çıkabiliyor. Burada önemli bir unsur şu şekilde karşımıza çıkıyor : “Uluslararası norma göre; dış ticarette kullanılan paletler, ısıl işlem veya fümigasyona tabi tutulmuş olmalıdır.” (haşere, küf vb oluşumları engelleyen kimyevi prosesler) Fakat bu işlemler bile, yolculuk sırasında kurtçuk vb. asalakları engelleyemiyor. Çünkü bu işlemler sadece işlem sırasındaki asalakları ve mikro-organizmaları öldürüyor. Bu nedenle pek çok ihracatçının malları, varış limanında kontrol edilirken, gümrük memurlarınca karantinaya alınıyor ve hatta malları paletlerle beraber imha ettiriliyor. Elbette bu inanılmaz bir finansal yıkım anlamına geliyor.

Bakın bununla alakalı yaşanmış bir öyküyü sizlerle paylaşayım : Danışmalığını yaptığım bir ilaç firmasının A.B.D.’ye ihracatı sözkonusuydu. Tüm evrakları, nakliyeyi, sigortasını vb. ayarladık. Mallar sevkiyata hazırdı. Ben kendisine dedim ki; “ X bey, bu ilaçları nasıl paletlediniz? Malum yol uzun, alıcı ülke A.B.D. , yolda bu mallara hadi birşey olmadi, paletlere küf basarsa malınız zayii olur. Gelin, bir – iki kuruşun hesabını yapmayın, küfe , mantara ve kurtçuğa dayanıklı palet tercih edin” dedim. Fakat kendisi bu girdinin, ihracat fiyatlandırmasında artı bir maliyet kalemi olacağını ve bu nedenle de fikrime katılmadığını iletti. Her neyse, mallar bu konuşmadan sonra yola çıktı. Uzun bir yolculuğun ardından ABD’deki ilgili limana yanaşan geminin yanına, hemen gümrük memurları ve belki de daha doğru bir telaffuzla gümrük muhafızları geldi(miş). Konteyner kontrolu sırasında da değindiğim gibi rutubet yüzünden, fümigasyondan geçmiş euro paletlerde kurtçuklar tespit edilmiş ve mallar hemen karantinaya alınmış. Elbette “yakaladığı zaman asla bırakmayan” Amerikan memurları, hemen ihracatçıya bir manifesto geçerek ya malları “Y amerikan doları” ceza ödedikten sonra geri almasını ya da “Z amerikan doları” karşılığında yakmayı teklif ettiler. Biz de kısa bir hesap yaptıktan sonra şunu gördük ki, cezayı ödeyip, malları geri getirmek, malları paletlerle beraber yaktırmaktan daha pahalıydı. Bu nedenle hatırı sayılır bir meblağ ödeyip malları yaktırma yolunu seçtirdik firmamıza. En nihayetinde, toplam masraf ; mal değeri + nakliye ücretleri + her türlü ek liman masrafları + demuraj + yakım bedeli (düşünün ki bu bedel; Türkiye’de B sınıfı bir sıfır binek otomobil değerinde bir ücret) ve hepsinden önemlisi ABD tarafından kara listeye alınmaktı. İhracatçı firmamızın zararı görüldüğü gibi çok büyük oldu.

Şimdi bakın, bu yaktığımız aslında sadece ilaç değildi, milli servetti, Türk ihracatçısının vizyonuydu, bundan sonraki ABD sevkiyatlarının “kara liste” yüzünden sonuydu , çalışanın emeğiydi vs. Kısacası, bir kaç kuruş kar edilecek bir risk değildi ama hata yaptık. Biz de hata yaptık ve kendisini ikna etmeyi başaramadık.



Peki, hep bu şekilde mi devam edecek, böyle geldi de böyle mi gidecek? Hatalardan ders çıkarırsak hayır elbette. Bu hususla alakalı yaptığım araştırma için şuraya tıklayın. Y Burada ki ince nöans şu; bir bildiğimiz standart euro paletler mevcut ki bunlar yukarıda değindiğimiz ısıl işlemlerden geçiyorlar ve her zaman karantina riski taşıyorlar. Bir de (elbet görmüşsünüzdür); iç içe geçen paletler var. Bunlar hem sıkıştırılmış talaştan yapıldığı için yer kaplamıyorlar hem de ne mikro-organizmalara ne de kurtçuklara yaşam sahası tanımıyorlar.



Şimdi yalan söylemek doğru olmaz; bu tarz paletlerin maddi yükünü hiç araştırmadım ama, eminim ki, yaptığınız ihracatı riske atamayacak kadar değersiz bir fark vardır standart palet ile bu tarz ithal ve sertifikalı paletler arasında. Benim tavsiyem; işinizi sağlama alın, içiniz rahat olsun.




Yeni yazımda görüşmek üzere..

Başarılı ve kazasız bir dış ticaret dilerim....

Berk PINAR