1 Şubat 2010 Pazartesi

Teslim Ve Fiyatlandırma






Merhaba. Daha önceden bu konuyu kısaca özetlemiştik, ama şimdi biraz daha detaya inmekte fayda var. Bu nedenle, bugün sizlere bahsedeceğim konu “dış ticarette teslim şekilleri” yani “Incoterms” klozları. Konuya giriş yapmak için hemen kısa bir örnek vermek gerekirse; diyelim ki bir malı almak için ya da satmak için yurtdışından veya yurtiçinden bir firma ile bağlantı kurdunuz ve diyelim ki satacağınız malın fiyatını karşı tarafa ileteceksiniz ya da size karşı taraftan mala ilişkin bir fiyat gelecek. İşte bu noktada o fiyatın içine neler dahil olacak, satanın ve alanın sorumluluk ve yükümlülükleri nerelerde başlayıp, nerelerde bitecek, neleri kapsayacak gibi sorunların bertaraf edilebilmesi için bugünkü konu gerek uluslararası ticarette gerekse de ulusal ticarette hayati önem taşıyor.

Bildiğimiz gibi bir malın rayiç bedelinin hesaplanmasında genel geçer mantık şu yöndedir : Bir malın üretiminde her işletme “sabit maliyet (kira, amortisman, işletme giderleri vb)” ve üretim artışına bağlı olarak “değişen maliyet (hammadde, iş gücü, yakıt, enerji vb)” gibi giderleri üstlenmekte olup, sabit ve değişken maliyetlerin toplamı ise o mal için yapılan “toplam maliyet” değerini vermektedir. O malın üretiminde ortaya çıkan bu “toplam maliyet” üretim miktarına bölündüğünde ise elimize “başa baş” noktası gelmektedir. Peki sadece başa baş noktasına kar koyarak satış mı yapmalıyız? Alıcının küreselleşmiş küçük dünyamızda nakliye, sigorta, gümrük vergileri, indirme-bindirme gibi yan masraflarında hesaba katılması gibi bir isteği olursa ne yapacağız? Elbette artık “Ben sadece depomdan satarım kardeş, gel-al malını!” diyemeyiz. Bu nedenle bu ve benzeri hesaplamaları yapabilmek adına ve bu hesaplamalardan ortaya çıkacak karışıklıkları önleyebilmek adına bazı çalışmalar yapılmıştır.

Peki bu çalışmalar ve amacı nedir ve bu çalışmaları kim yapmaktadır?

Merkezi Paris’te bulunan Uluslar arası Ticaret Odası (ICC), uluslar arası ticaret hareketlerinde anlaşmazlıkları, uyuşmazlıkları ve hukuksal ihtilafları ortadan kaldırmak ve böylece alıcı ile satıcının gereksiz yere para ve zaman kaybını önlemek amacıyla, salım-satım işlemlerine bazı kurallar getirmiş ve bu düzenlemeleri ilk kez 1936’da “INCOTERMS” adıyla yürürlüğe sunmuştur. Daha sonradan pek çok revizyona uğramış ve 1953, 1967, 1976, 1980, 1990 ve nihayet 2000’de bazı değişikliklerle son halini almıştır. 2000’den bu yana bu konuda çeşitli revizyon çalışmaları yapılmakta olmasına rağmen halen daha INCOTERMS 2000 broşürü güncelliğini korumaktadır.

Incoterms’ün kapsamı; maddi malları içine alır. Yani bilgisayar yazılımı gibi gayri maddi haklar (intangibles) incotems’ün kapsamı içinde değildir.

Dilerseniz artık yavaş yavaş incoterms klozlarını tanımaya başlayalım…

Herhangi bir vesaik çeşidinde (örneğin ticarî faturada) teslim belirtileceği zaman, ilgili teslim şeklinin kod harflerle ve yanına da ihracatçının teslimi gerçekleştirip sorumluluğunun bittiği yerin isim yazılır. Örneğin EXW/Konya , FCA/Marsilya , FOB/Genova, CPT/Selanik veya DDU/Şam gibi…


Incotermsler uluslararası ticarette kullanılan, evrensel olarak standardize edilmiş sözleşme terimleridir. Değindiğimiz gibi değişimi yapılan malların fiyatı bu terimlerin müzakeresine dayanan bir sözleşmede belirtilir. Temelde, müzakereye konu olan terimler, ürünün taşınmasının hangi kısmını hangi tarafın ödeyeceğini gösterir. Bu terimlerin sözleşmede kullanımı zorunlu değildir. Ancak bu terimlerin (klozların) kullanılması, sözleşmenin dayandırılacağı hukukî zemin açısından son derece sağlıklıdır. Bu nedenle, uluslararası ticarete katılan taraflar en azından bu terimlerin bir örneğini referans için bulundurmalıdır. Dört ayrı kategoride toplanmış ve herbiri üç harf kısaltması ile belirtilen onüç adet kloz vardır.

Öncelikle kategorileri tanıyalım ve hemen akabinde de klozları tek tek inceleyelim.

Dört ayrı kategori şunlardır : E, F, C, D…Bu kategoriler satıcının en az yükümlülük taşımasından en az yükümlülüğüne göre sıralanmıştır. Başka bir değişle E grubunda satıcı “güllük gülistanlık” bir satış yapıp “malı gel, depomdan al kardeşim, gerisine ben karışmam” tavrını takınırken, kademeli olarak “D” kategorisinde satıcı, malını satmak için malı alıcının deposuna ya da talep ettiği yere kadar taşımak ve tüm sorumlulukları üstlenmektedir. İlerleyen bölümlerde tüm bu sorumluluk ve yükümlülüklere detaylı olarak değineceğiz. Başka bir değişle bir ithalatçı için en kolay ithalat yolu D kategorisi iken, en çok çaba sarf etmesi gereken kategori de elbette E kategorisi olmaktadır.

Bu kategorilerin sırasını ezberlemek elbette gereksiz. Bu nedenle aşağıdaki akrostiş metinleri hazırladım. Bu yoldan daha kolay bir hatırlatma sağlayabilceğimizi düşünüyorum..

E dirne’den Fatsa’ya
F iyat
C aizpse
D animarka’ya

Teslim şekilleri konusuna yaptığımız bu girişin ardından, önümüzdeki yazılarda tek tek klozları anlatacağız ve ihracatçı/ithalatçı olarak sorumluluk ve yükümlülüklerimizin nerelerde başlayıp nerelerde bittiğini irdeleyeceğiz...

Devam edeceğim..

Berk PINAR