29 Eylül 2009 Salı

İthalat ve Çin - I







Merhaba. Uzun zamandır yazmak istediğim, fakat zamanlamasını bir türlü oturtamadığım konuya geldi sıra: İthalat ve Çin. Bildiğimiz üzere artık tüm dünya ithalatçıları ya da şirketleri Çince bilen ithalat elemanını mumla arıyorlar. Peki, Çin ile çalışmak için Çince bilen eleman asgari seviyede yeter mi? Belki evet, ama azami seviyede bilinmesi gereken çok ama çok şey var. Dilerseniz hemen, kısa kısa ipuçları vermeye başlayalım…

· İlk olarak şundan emin olun ki, her ne kadar Çin ticari hayatı binlerce yıl öncesine ve hatta İpek Yolu’na dayansa da, modern anlamda Çin’de ve Çinli firmalarda yerleşmiş bir ticari etik kaygısı ve altyapısı maalesef noksandır.

· Lokasyonu gereği okyanus aşırı olması, çalışma şartlarında gerek saat farkı sorununu gerekse kontrol mekanizmasının zayıflığını doğurur.

· Yaygın olarak kullanılan B2B sitelerinde karşınıza çıkan her Çinli firmanın gerçekte var olup olmadığını her seferinde kontrol etmelisiniz. Zira çok profesyonelce hazırlanmış internet sitelerinde başka fabrika ve iş yeri resimlerini ve hatta çalışan resimlerini kendi firma resimleri ve çalışanları olarak gösterebilirler. (sizin nasılsa ilk uçağa atlayıp fabrikayı gezmek istemeyeceğinizi ve o resimlerin sizi kandırmakta uygun bir yol olduğunu düşünmeleri yaygındır.)

· Eğer firma numune talebinizi ancak ve ancak karşı ödemeli olarak kabul ediyorsa, o zaman o firmayı iyi araştırın. Zira, ya o firma gerçek bir firma değildir, ya sizi tatmin edecek ölçeğe sahip değildir, ya da sizin ölçeğinizi kale almıyordur.

· Numune geldi diyelim ve numune beklediğinizden iyi çıktı. Hemen heyecanlanmayın. O ürünün kendi üretimi olduğu kesin mi onu araştırın. Numune olarak piyasadan başkasının malını bulmuş ve sizi etkilemek için onu yollamış da olabilir. Yani numuneye kanıp hemen ithalat yaparsanız, aynı kaliteyi yakalayamayabilirsiniz.

· Çin’de, Hindistan’ın aksine yabancı dil bilme oranı oldukça düşüktür. Hani Almancayı, Fransızcayı zaten geçtik de, “Ah bir tane İngilizce bilen olsa ya şu memlekette ya!” diye dua ederken bulabilirsiniz kendinizi. İşin aksine kendi kültürleri gereği, anlattıklarınızı anlamasalar bile, anlamış gibi görünürler ki bu bile başlı başına bir handikaptır.

· Bu lisan problemi de, detaylı ve spekt analizi gereken ürünlerde sorun yaratmaktadır. Bu nedenle ya yanınızda Türkçe-İngilizce/İngilizce-Çince tercüman, ya da direkt olarak Türkçe-Çince tercümanı bulundurmanız sizin için en iyi yol. (Tabii sizin akıcı Çince konuşmanız opsiyonundan sonra)

· Sevkiyat kontrolünde ürünlerden bir kısmının hatalı, bozuk veya eksik çıkma ihtimali her zaman mevcuttur. Çünkü Çinli üreticiler fire paylarını atmak ya da yeni baştan üretmek yerine direkt olarak sevkiyatın içine dahil etme eğilimindedirler. Bu da, genel hatlarıyla elinize gelen malların çoğunun bozuk çıkma olasılığının bir sebebidir. Ve işin kötü tarafı, bu tarz bir durumla karşılaştığınızda sipariş verirken sizi çok iyi anlayan Çinli yetkili birden sizi anlamamaya ve umursamamaya başlar.

· Peki , her Çin ürünü kalitesiz midir? Elbette hayır. Bugün pek çok Avrupa ve Amerika menşeli ürün Çin’de üretiliyor. Yani şunu bilmekte yarar var: standart bir Çin ürününden Çin’de üretilmiş bir ürünü ayırmak şart , bu bir. Bunun da ötesinde, her Çin menşeli üründe kalitesiz değildir, bu iki. Ürününün gerektirdiği her nevi standardı yerine getiren ve bunu belgeleyebilen ürünler de sorunsuz olarak satın alınıp, tüketilebilir, bu da üç.



Yeni yazımda, Çin ile yaşanabilecek olayları biraz daha detaylandırıp, bu gibi sorunlardan kendimizi bertaraf etme yollarını sizlerle paylaşacağım.



Devam edeceğim…



Berk PINAR