31 Ağustos 2009 Pazartesi

DIŞ TİCARETTE ÖDEMELER - I





Önceki yazılarımızda ithalat süreçlerini başlatmış, teslim şekillerine kadar kısa ve öz açıklamalarda bulunmuştuk. Bu yazımızda da ödeme türleriyle alakalı bazı kısa açıklamalar yaparak her birinin artılarını ve eksilerini açıklamaya gayret edecegiz.

Tıpkı gündelik hayatımızda olduğu gibi dış ticarette de ödemeler; veresiye sisteminden, ön ödemeli beyaz eşya satın alımı misaline veya taksitli, senetli, kredili, kefilli alışveriş modellerini de içine alacak şekilde çeşitlendirilebilir. Elbette bu şekillendirmeler dış ticarette farklı şekilde adlandırılmaktadır.



En basitinden başlamak gerekirse ;


1. PEŞİN ÖDEME : (prepayment, advance payment) Malı mahalle bakkalınızdan almak adına önce parayı verdiğinizi, malın da bir hafta sonra size teslim edildiğini düşünün. Bu şekilde mal almanız için mahalle bakkalınıza oldukça güvenmeniz şart olsa gerek değil mi? İşte bu nedenle bu tarz bir ödeme modelinde güven ön plandadır ve ancak alıcı, satıcıya yeterince güveniyorsa bu modelle çalışmaya razı olmalıdır, zira mal sevkiyatının gecikmesi veya hiç olmaması gibi bir durumda tüm risk ithalatçının üzerinde olacaktır. Bununla beraber de imalat için gerekli tutarın ithalatçı tarafından karşılandığı da unutulmamalıdır. Her ihracatçının hayallerini süsleyen bu ödeme şekli malesef alıcı tarafından oldukça elverişsiz olduğu için çok fazla tercih edilmez. Ancak malı satan taraf tek üretici, monopol veya tek mübessil konumundaysa, bu tarz bir çalışma şekline ithalatçıyı ikna edebilir. Aksi takdirde herhangi bir ithalatçının bu ödeme şeklini sıklıkla benimsemesi oldukça hayalperest olur.





2. VESAİK MUKABİLİ : (cash against documents , documentary collections) Yine aynı malı, mahalle bakkalınızdan satın aldığınızı ama bu kez sözkonusu malı, bakkaldan teslim alabilmek için fişini ve ödeme yaptığınıza dair dekontu bankadan aldığınızı ve bakkalınıza teslim ettiğinizi tahayyül edin ve bakkalınızın malı ancak dekont ve malzeme fişi ile beraber size teslim ettiğini düşünün. İşte bu model ödeme şekli; vesaik mukabilidir. Yani evrak karşılığı ödeme modeli. Siz ithalatçı olarak gümrüğe gelen mallarınızın evraklarını bankanızdan teslim alırsınız. Çünkü evraklar (vesaik) mal beraberinde gümrüğe ulaşmaz. Vesaik, yükleme akabinde / sevkiyat sırasında bankaya yollanır ve ancak siz ödeme yaparsanız veya ödeme yapacağınıza dair bankaya bir güvence ve/veya teminat bırakırsanız, size evrakları teslim ederler. Siz de bu evraklar eşliğinde gümrüğe (bu örnekte bakkalınıza  ) giderek, ödemeyi yaptığınızı ispat edersiniz ve malları gümrükten teslim alırsınız. Buarada ciddi riskler ihracatçı üzerindedir. Çünkü evraklar (vesaik) hata yapılarak, banka yerine ithalatçıya yollanmış olabilir ki bu durumda ithalatçı herhangi bir ödeme yapmadan malları çekebilir. Buna mukabil, ihracatçı da kendisini asgari anlamda korumak için ;

• Çalıştığı bankadan “aval” yani garanti istemelidir.
• Paranın bir miktarını (eğer mümkünse) nakit almaya gayret göstermelidir.
• Malları, varış limanındaki antrepoyu da kapsayacak şekilde sigortalamalıdır.




İthalatçı olarak avantajlar da ;

• Mallar ülkeye gelmeden ödeme yapmadığı için finansman avantajı sağlanır.
• Ucuz ve sade bir satın alma yönetimidir.
• Mallar gümrüğe geldiği zaman “küşat” izini alınarak mallar incelenebilir ve gerekirse mallar reddedilebilir.






3. MAL MUKABİLİ : (Open Account, Cash against Goods) Bu model tamamıyla mahalle bakkalınızdan yaptığınız “veresiye” alışveriş olarak özetlenebilir. Siz bakkalınından istediğiniz ürünü talep edersiniz, o satıcı olarak reyondan talep ettiğiniz ürünü size sunar ve siz de keyfiniz geldiği zaman ödemeyi yaparsınız. İşte “mal mukabili” ödeme de aynen böyledir. Bütün risk bakkalın, yani satıcının yani başka bir deyişle, ihracatçının üzerindedir. Siz de alıcı yani, ithalatçı olarak müşteri olmanın dayanılmaz rahatlığını yaşarsınız. Yalnız tahmin edilmelidir ki bu tarz bir ilişkiye girebilmek için bakkalın yani satıcının sizi çok iyi tanıması gerekmektedir. Dolayısıyla çalışma şeklinizin bu raddeye gelmesi belki aylar, belki de seneler alabilir. Elbette ki bu tarz bir ödeme modeli her ithalatçının mumla aradığı esnek bir modeldir. İhracatçı açısından oldukça dezavanyajlı bir model olan “açık hesap” modeli umarız ki her ithalatçımıza nasip olur.  Yalnız sunduğu dengesiz adaleti sayesinde çok da tercih edilmeyen bir model olduğunu belirtmeden de geçmeyelim.




Devam edeceğiz...

Berk PINAR

Dış Ticaret Uzmanı