31 Ağustos 2009 Pazartesi

GLOBAL DÜZENBAZLAR – II





Önceki yazımızda “Global Düzenbazlar – I” başlığı altında bir vaka analizi yapmıştık. Bu yazımızda da, yine farklı bir hikaye anlatarak, e-brokerlıkla uğraşan arkadaşları ve diğer dış ticaret meraklılarını / meslektaşlarımızı bu konularda bilinçlendirmeye gayret göstereceğiz.

Sevgili hocamız Doç. Dr. Mehmet Melemen’in anlattığı öyküyü aynen paylaşıyorum. Danışmanlık da yapan hocamıza bir gün, akıl danışmak maksadıyla telefon geliyor ve arayan şahıs başından geçenleri bir bir anlatıyor : “Bir Nijerya firması, e-brokerlık sıfatım vasıtasıyla benimle irtibat kurdu ve çeşitli mandralık malzeme / bakliyat taleplerinin olduğunu, kendilerinin Nijerya’nın üst düzey bürokratları olduklarını ve eğer kendileri ile anlaşmaya varılırsa, çok büyük ölçekli alımlar yapacaklarını söylediler. Bunun üzerine kendilerine ; süt, çeşitli türde peynir , çeşitli bakliyat türleri için fiyat yolladım. Ödeme ve teslim şekillerinde herhangi bir sıkıntı gözükmüyordu. Akabinde, fiyatları beğenen Nijerya’lı temsilci her üründen birer teneke numune almak istediğini belirtti. Ben de kendilerine; 2 teneke tereyağı , 5 teneke farklı çeşitlerde peynir, bir kaç çuval bakliyatı bedelsiz olarak yolladım. Bu numunelerin hem taşıma masraflarını hem de mal bedellerini(semenini) kendi cebimden karşıladım. Öğretmenlik yaptığım için bir maaşım sadece bu taşıma ve semen masraflarına harcandı ama bağlantımın sağlam olduğundan emin olduğum, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez!!!” diyerek bu masrafları gözardı ettim. Yaklaşık bir hafta sonra, adamlardan numunelerin ellerine ulaştıklarına dair yazılı onay ve teşekkür aldım. Bu beni çok sevindirmişti. Adamlar, kendi aralarında gerekli yazışmaları yaptıklarını ve sipariş vermeye hazır olduklarını söylediklerinde havalara uçuyordum. “Sonunda kendi ek işimi yapacak ve öğretmen maaşı ile idare etmek zorunda kalmayacaktım”, diye düşündüm kendi kendime. Hemen sipariş miktarını karşılayabileceğini düşündüğüm yerel üretcilere siparişlerimi büyük bir zevkle geçtim. Artık sadece önceden konuştuğumuz gibi para hesabıma yattığı zaman ben de malları Nijerya’ya gönderecektim. Tam bu sırada, bana semenin yattığna dair adamlardan bir mail geldi. Yalnız dipnot olarak şu yazılıydı : “Biz bu ülkede bürokrat olduğumuz için, direkt olarak bir Nijerya bankasından ödeme yapamadık ve bir Kanada bankası aracılığı ile paranızı yolluyoruz. Sizden ricamız XXXX Bank’ı arayarak kendileri ile transfer detaylarını görüşmeniz.” Bahsettikleri banka ismi hiç tanıdık gelmemişti. Ama yine de verdikleri numaradan bankayı(!) aradım. (Buraya dikkat ; Türkiye ve Kanada arasında 7 ile 10 saat fark var. Öyle her dakika aradığınızda pat diye karşınıza biri çıkması imkansız. Belli ki ; verilen numara yönlendirmeli bir Nijerya ve/veya başka bir Afrika ülkesine aittir.) Karşıma çıkan kişi, Kanada kanunlarına göre, transferin hesaba geçmesi için, kendilerine belli bir bedel ödenmesi gerektiğini belirtti. (Önceki hikayede de hatırlarsanız sözde(!) banka aynı yoldan para istemişti) İşte bu aşamada kandırıldığımdan şüphelenip sizi aradım, zira başka gönderecek de param kalmadı hocam, ne yapayım şimdi?” diyor dertli fert. Bu tarz dolandırıcıkları defalarca görmüş hocamız da, elbette geçmiş tecrübelerine dayanarak; “Bütün Afrikayı zaten doyurmuşsun, kışlık erzakları çıkmış, bari bırak da harçlıklarını başkası versin” cevabını veriyor. Gerçekten de öyle değil mi? Bu cevaptan sonra dertli fert, büyük bir sukut-u hayale uğruyor, çünkü görmek istemediği gerçekler karşısına çıkıveriyor.


Bu tarz global düzenbazlar hergün birilerinin karşısına çıkıyor. Eminim ki bir çoğumuz bu tarz bir maile cevap bile vermiyoruz ve kale almıyoruz. Ama bazen bu kişiler aramızdan bazılarını gafil avlıyor ve bedava olan ümidi binlerce dolara satıyorlar.



Bu nedenle lütfen özellikle internet üzerinden karşımıza çıkan umut tacirlerine zeval vermeyelim. Bu tarz kişiler çok çıkacaktır karşınıza. Kimisi Nijerya’lıyım der, kimisi Çin’lidir, kimisi Arap, kimisi İspanyol. Kim olduğunun hiç mi hiç önemi yok. Önemli olan yerleşmiş ve oturmuş bir uluslararası ticari içtihat vardır ve bunun düzenini ICC her sene yayımladığı bildirilerle sağlar. Lütfen biraz daha bilinçlenelim ve anlatıldığı zaman masal gibi gelen bu yaşanmış örneklere dikkat edelim. Unutmayalım ki bu tacirler hiç ummadığınız anda karşınıza çıkabilir.

Ne diyelim : “Ammannn Dikkat!!!”

Bu arada yeri gelmişken söyleyelim, önümüzdeki yazımızda da Çin’li firmaların oyunlarına ve Çin ile iş yaparken (bilhassa ithalat ayağında) dikkat etmemiz gerekenlere göz atacağız.

Devam edeceğiz..

Hepinize kolay gelsin. Bu yazı ile alakalı yorumlarınızı bekliyorum...



Berk PINAR

Dış Ticaret Uzmanı